- doğurmak
- أنجبأنسلنسلولد
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
doğurmak — nsz, i 1) Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor. S. F. Abasıyanık 2) mec. Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
babasız oğlan doğurmak — bir işte aşırı zorluk, büyük güçlük çekilmesine rağmen başarılı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikiz doğurmak — 1) ikiz bebek dünyaya getirmek 2) mec. herhangi bir işte çok sıkıntı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahzur doğurmak — ortaya engel çıkarmak, sakınca yaratmak Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokuz doğurmak — merakla, heyecanla, sabırsızlıkla beklemek Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi... Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğum yapmak — doğurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
togurmak — doğurmak II, 80 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
NETC — Doğurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VİLAD — Doğurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tevlit etmek — doğurmak … Hukuk Sözlüğü
dünyaya getirmek — doğurmak Hayriye Hanım yedi gün evvel ilk çocuğunu dünyaya getirmiştir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük